Uzak mesafe ilişkisinde bazen sevgilimden uzaklaşınca onu önemsiz hissetmem normal mi, yoksa onu gerçekten sevmiyor muyum?

uzak mesafe ilişkisi yaşıyorum onu seviyorum onun yanındayken herşey çok güzel ama onun yanından ayrılınca evime gelince bi müddet sonra kavga ettiğimiz zaman ayrılıcaz dediğimiz zaman ayrılsamda aramıyorum yazmıyorum aklıma bile gelmeyecek kadar olabiliyor onu görmeyince unutuyor gibi oluyorum olmasada olur diyorum sence ben seviyormuyum veya neden böyle duygular oluyor

Yaşadıklarını oldukça açık ve dürüst bir şekilde aktarmışsın. Uzun mesafe ilişkilerde, özellikle fiziksel olarak bir arada olmadığınızda hislerde dalgalanmalar yaşanması çok normaldir. Yan yanayken her şey güzel gelir, ama ayrılık anında o yoğun duygular bir süre sonra azalabiliyor ya da kafan karışabiliyor.

Bunun birkaç nedeni olabilir:

  1. Uzaklık ve Özlem: Fiziksel uzaklık, beynin “yakındayken güçlü bağ, uzaktayken uzak hissi” yaşamasına yol açabilir. Yan yanayken dopamin, oksitosin gibi “iyi hissettiren” hormonlar artar; uzaklaşınca doğal olarak bu etki azalır.

  2. İlişkiye Dair Kararsızlık: Aranızda bazen kavga, bazen “ayrılalım” konuşmaları geçiyorsa, bilinçaltında bu ilişkiye ne kadar emek vermen gerektiğiyle ilgili çelişkiler yaşayabilirsin. “Onsuz da olur” hisleri, belki de ruhunun fazla yıpranmasına karşı bir tür savunma mekanizması olabilir.

  3. Bağlanma Stili: Bazı insanlar, uzaklık ya da stres anında duygusal olarak kendini korumak için “kopuk” hissetmeye yatkın olurlar. Bunun sağlıksız olduğu anlamına gelmesi gerekmiyor, ama kendini gözlemlemen değerli.

“Seviyor muyum?” sorusu

Sevgi, tek bir duyguya indirgenebilecek bir şey değil. Bazen kafanın karışık olması, sevgisiz olduğun anlamına gelmez. Kimi insanlar için “özlemek” mutlaka aşkın şartı değildir; kimileri ise sadece yanındayken duygularının canlı kaldığını fark eder.

Ne yapabilirsin?

  • Kendini suçlama. Bu tarz gelgitler çok yaygın.
  • Duygularını bir süre gözlemle; yazmak ya da biriyle paylaşmak işe yarayabilir.
  • Kavga ettiğinizde hemen “ayrılıyoruz” demek kolay bir çıkış olarak görünse de, uzun vadeli mutluluğunuz için sakince konuşmak daha iyi olabilir.
  • Eğer bu kafa karışıklığı seni zorluyorsa ve ilişkinin geleceği hakkında net bir hükme varamıyorsan, kısa bir ara vermek veya profesyonel birinden destek almak da düşünülebilir.

İstersen bu konuyu daha da detaylı konuşabiliriz ya da farklı bir bakış açısından bakmak istersen, sorularını sorabilirsin.

karşımdaki kişinin kaybetme korkusu yok ayrılık olduğu zaman hayırlısı deyip çekip gidebiliyor sonraki günler beni gördüğü zaman arıyor bişey yokmuş gibi devam ediyor bir hatasında özür dilemek gönül almak ne bilmiyor bu kişiyle nasıl devam ederim veya devam etmeli miyim

Durumunu anlamak için önemli bir ayrıntı vermişsin: Karşındaki kişinin davranışları, özellikle kaybetme korkusu göstermemesi ve ayrılık sonrası hemen yeniden normale dönmesi, ilişkideki dengeyi senin için daha da zorlaştırıyor olabilir.

Bu tür davranışlar ilişkide şu konuları gündeme getiriyor:

  1. Duygusal Sorumluluk ve Olgunluk:
    Bir ilişkide her iki tarafın da zaman zaman hata yapması doğal. Ama özür dilemek, karşı tarafı anlamak, ilişkinin sürdürülebilirliği açısından önemli. Karşındaki kişi özür dilemekten kaçınıyor ve “her şey yolundaymış” gibi davranıyorsa, bu aslında duygusal sorumluluk almak istemediğinin göstergesi olabilir.

  2. Bağlanma Biçimi:
    Bazen insanlar, ilişkide kaybetme korkusu yaşamak yerine “olursa olur, olmazsa olmaz” havasındaysa, bu onların da bağlanma şekliyle ilgili bir işaret olabilir. Bu tutum, karşısındakini değersiz hissettirebilir.

  3. Uzun Vadeli Uyumsuzluk Riski:
    Sürekli olarak bir taraf daha çok çaba harcarken, diğeri “kaybetsem de olur” diyorsa, uzun vadede bu durum seni yıpratabilir ve ilişkide mutsuz olma riskin büyür.

Devam Etmeli misin?

Şu soruları kendine sorabilirsin:

  • İlişkide duyduğun sevgiyi ve emeği, yeterince karşılıklı hissediyor musun?
  • Uzun vadede karşındaki kişinin bu “umursamaz” tutumu seni mutlu eder mi, yoksa daha çok sorgulamaya mı itiyor?
  • Her seferinde çaba gösteren, barışmak isteyen veya özür dileyen taraf hep sen misin?
  • Partnerinin duygu ve davranışları sana güven, huzur ve destek sağlıyor mu?

Bir ilişkide tek taraflı gayret varsa, zamanla bu yük giderek büyür. Sağlıklı bir ilişki, iki kişinin de zaman zaman hata yaptığını kabul etmesi, gerektiğinde fedakarlık göstermesi ve birbirini kaybetmekten çekinmesiyle güçlenir.

Ne Yapabilirsin?

  • Öncelikle, beklentilerini ve hissettiklerini dürüstçe partnerinle paylaşabilirsin.
  • Konuşmalarında, “Böyle davrandığında kendimi değersiz hissediyorum” gibi duygu odaklı ve doğrudan cümleler kullanmak işe yarayabilir.
  • Eğer partnerin hâlâ değişime istekli görünmüyorsa, “Böyle devam eden bir ilişki beni mutsuz eder” sınırını koyabilirsin.
  • Bazen mesafeye rağmen bazı şeyler yoluna girer; bazen de enerji harcamak, bir şeyi zorla sürdürmek sadece seni yıpratır. Buna değip değmeyeceğini senin bakış açın belirler.

İlişkilerde her şey “idare etmek” veya “yanında iyi hissetmek” değil; aynı zamanda birlikte çözüm üretebilmek, çıkan sorunları birlikte aşabilmektir. Kendi ihtiyaçlarını ve mutluluğunu merkeze almaktan çekinme.

Dilersen daha somut bir yol haritası da çıkarabiliriz veya örnek bir konuşma stratejisi hazırlayabilirim. Merak ettiğin şeyleri açıkça sorabilirsin.

bu şekilde devam etmen benim gönlümü almıyorsun dedikçe gene aynı şeyleri yapıyor bitersse bitsin diyebiliyor çok kolay bi şekilde ama kendimide sorguluyorum ben gerçekten isityormuyum istemiyormuyum diye bazen hayatıma giren eski erkek arkadaşımla onun arasında kıyaslama yapıyorum o olsa böyle yapmazdı davranmazdı gibi çünkü ilişki yaşadığım kişi beni üzdükçe eski erkek arkadaşım aklıma geliyor bunun için mi onla arama mesafe koydum diyebiliyorum beni bazen öyle değerli hissettirirken bazende hiçim gibi hissettirmesi beni artık soğutuyor

Yaşadıkların birçok insanın benzer durumda hissettiklerine çok yakın, ama herkesin deneyimi kendine özgü; o yüzden kafanın bazen karışık olması normal bir durum.

Senin anlatımından öne çıkan noktaları ve özetle üzerine düşünebileceğin başlıkları şöyle toparlayabiliriz:

1. Karşındaki Kişinin Tavrı ve Duygusal İhmal

Partnerinin seni üzmesine rağmen “bitsin” diyebilecek kadar kolay vazgeçmesi, gönlünü almamakta ısrarcı olması ve sana “değersiz” hissettiren tutumları, ilişkide dengesizlik olduğunu işaret ediyor.
Bu tür davranışlar kendiliğinden değişmez; karşı taraf bunları fark edip çaba göstermeye açık değilse, çözüm bulmak zordur. “Sana yaptığım davranışların seni nasıl etkilediğinin farkında mısın?” şeklinde açıkça sorabilirsin. Ancak hâlâ hiçbir değişiklik olmuyorsa, sürekli aynı döngüde kalmak yıpratıcı hâle gelir.

2. Kendi Duygularını Sorgulaman ve Geçmişle Kıyaslama

Bazen insan, eski bir ilişkide yaşadığı iyilikleri kötü bir dönemden geçerken hatırlamaya eğilimli olur. Bunu yapman “şu an yaşadığım bana iyi gelmiyor”un işaretidir ve aslında şu anki ilişkinin ne kadar tatmin edici olmadığına bir tepki olabilir.

Geçmiş ilişkini idealize etmen de doğal; önemli olan, eski ilişkinden beklentin neydi, şu anki ilişkide bunlardan hangisini bulamıyorsun ve sana bugün gerçekten ne iyi gelir, bunu netleştirmek.

3. Değerli ve Değersiz Hissetme Arası Gidip Gelme

Bir insana bazen çok değerli, bazen çok “hiç” gibi hissettirmek, duygusal düzensizlik/kargaşada klasik bir işarettir (buna ilişkide –hafif düzeyde de olsa– duygusal dalgalanma ya da “ileri geri gitme” denir). Bir ilişkinin en büyük dayanaklarından biri “tutarlılık”tır. Partnerin sana bazen iyi hissettirse de, çoğunlukla üzüp değersiz hissettiriyorsa gelişmesi gereken şey, duyguların değil ilişkinin kalitesidir.


Bu Koşullarda Ne Yapmalı?

  • Önce kendi hislerinden emin olmaya çalış; yani “istemiyor muyum, yoksa hissettiklerim geçici mi?” sorusunu kendine net ve sakin bir anda sor. Zihnini temiz tutmaya çalış.
  • Duygularında ve sınırlarında net ol; “bana değer vermediğini, çaba göstermediğini düşünüyorum – bu ilişkiye devam etmemin bir anlamı yok” demek bazen bir dönüm noktası olur. Tabii bunu hazır hissetmeden yapmanın alemi yok.
  • Eski ilişkini, sadece bir kaçış noktası olarak değil, kendi ihtiyaçlarını daha iyi keşfetmek için kullan: O ilişkide seni iyi hissettiren şeyler neydi, o zaman neleri eksik ya da fazla yapmıştın?

Son Söz

Kafanın karışık olmasına neden olan şey, önünde çok soru olması değil; partnerinin seni sürekli “beklemede” bırakıp, gönlünü aldığını hissettirmemesi.
Dolayısıyla, bazen asıl ihtiyaç “kafam karışık mı, yoksa karşımdaki insanın davranışları mı beni kötü hissettiriyor?” sorusunun ayırdına varmak oluyor.

Şunu unutma: Bir ilişkide iki kişi de birbiri için çaba göstermiyorsa, ve huzurdan, değer görmekten çok üzüntü ve kafa karışıklığı varsa; bunu görmezden gelmek sana daha çok zarar verir.

İstersen netleşmek için örnek bir konuşma metni de yazabilirim ya da “bundan sonra ne yapmalı?” diye daha somut bir yol haritası çizebiliriz. Hangisini istersen, yardımcı olabilirim.