Mutlu bir ilişki için ilk adım sevgi dilini bilmektir!
Her insanın ayrı bir sevgi dili vardır. O sevgi dillerine göre davranılmadığı zaman sevgi depoları boşalır, kavgalar tartışmalar çıkar boşanmalar artar.
Peki sevgi deposunu doldurmak için eşinizin/ çocuğunuzun hangi sevgi diline sahip oldugunu biliyor musunuz?
Nedir bu sevgi dilleri?
• 5 tane sevgi dili vardır. Hepsi bizde vardır fakat bazıları daha baskındır.
Onaylayıcı cümleler;
Bu dili baskin olan kişiler onaylanmayı severler.
Desteklenmek onaylanmak onlar için çok önemlidir.
Sevdiğiniz kişiye onaylayıcı cümleler kullandığınızda hareketlerinde olumlu yönde değişiklik fark ederseniz muhtemelen onun da sevgi dili böyledir. Dikkat edin onaylayıcı pohpohlayıcı değil.
Fiziksel Temas;
Bu dili baskın olan kişiler sarılmayı teması çok severler ve bundan dolayı da çok fazla temasta bulunurlar kendileri sevdiği için. Bunu zaten fark edersiniz. Eşnizin dili fiziksel temassa ona sarılabilir ve şefkatle fiziksel temasta bulunabilirsiniz.
3)Armağan;
Armağan dili baskın olan kişiler genelde hediye almayı çok severler çünkü kendilerine hediye alınmasını sevdikleri için karşıdaki kisilere de aynı muamelede bulunur.
Zaman Ayırma;
Bu dili baskın olan kişilere hediye alsanız onaylayıcı kelimelerde bulunsanız bile bu hiçbir işe yaramayacaktır yarasa da kısa süreliğine ise yarayacaktır. Genelde kadınlarda daha baskındır bu dil. Onlar için önemli olan şey esinin ona zaman ayırmasıdır.
Hizmet;
Bu sevgili baskın kişiler hizmeti çok severler hizmet edilmesini de çok severler yani onlara yardım ettiginizde sevgi depoları dolar yardim ettiğinizin katlarcasını alırsınız.
•Bu hafta bu 5 Sevgi dilini esinize/sevgilinize deneyin bakın hangisi onda baskın ve ona göre davranın. Aynı şekilde kendi Sevgi dilinizi de oğrenin size hangisi yapılsa daha çok hoşunuza gider ve bunu partnerinize belirtin.
Çok güzel anlatmışsın @BHA bunların hepsini ben hayatım boyunca uyguladım ve aynı şekilde dediğin gibi hepsininde faydalarını gördüm. Daha doğrusu bu 5 sevgi dilini her ilişkimde herbirinden azar azar kullanmaya çalıştım. Ama bir noktadan sonra iletişim dili farklı isteklere kayabiliyor. Bunun olmaya başlaması ile küçük bir bahane bile ilişkilerde negatif düşünceye yönlendirmeye başlayabiliyor.
Bu noktada ben sevgiyi, iki kişinin birbirini ihtiyacı kadar [1] tatmin etmesi, isteklerine karşılık vermesi olarak görüyorum. En basit örneğiyle, sizi mutlu etmeyen birini ne kadar sevebilirsiniz? Ne kadar sevseniz de zamanla umudunuzu kaybedersiniz, çünkü siz de bir çiçeksinizdir ve arada bir sevgi suyuyla, ilgi suyuyla beslenmeniz gerek.
Ben ilişkileri ele alırken her zaman iki tarafında birbirini ne kadar mutlu edebildiğine ve ihtiyaçlarını ne kadar yeterli karşılayabildiklerine bakıyorum. Bu noktada davranışlar eksikler çok önemsenmemeli, örneğin hanım kardeşlerimizin arada şikayet ettiği bazı erkek davranışlarını ele alabiliriz. Genel bir tablo çıkardığımızda aslında bir ilişkiyi ayakta tutacak her şeyin yerinde olduğunu görüyoruz ama şikayetler genelde gereksiz ve aslında düşünüldüğünde anlamsız gelen konulara yönlenmiş oluyor. Neden? Empati eksikliği, iletişimde kopukluk ve karşı taraftan medyumluk beklemek. Medyumluk konusunda ciddiyim, bazı ilişkilerde erkek yada kadın, karşı tarafa olmadık yere küsüyor ve bunu erkeğin yada kadının anlamasını bekliyor. Alıp da karşıma konuşayım, şunlar hoşuma gitmedi, bunlar beni rahatsız ediyor demek gelmiyor akıllarına.
Konuyu çok dağıtmak istemiyorum, sevgi çok güzel bir kelimedir. Benim için anlamı çok büyüktür. İnsanları çok severim, bazen yanlışları da olur bana, hataları da ama zamanla düşüncelerim değişir, insanları oldukları gibi kabul etmeyi seçerim. Bunu nasıl başarıyorum? Onu da başka bir konuda ele alırım, çok fazla edebiyat da okuyan kardeşimi yorar…