Teknik olarak bir maddenin ışık hızından hızlı gitmesi mümkün olmasa da yada kanıtlanamasa da bunu bir şekilde gerçekleştirdiğimizi varsayarsak tam olarak gözlerimiz ile ne algılarız ve ne görürüz? Yada ışıktan hızlı gittiğimizde teknik olarak ne olması muhtemeldir? Herkes kendi teorisini ve düşüncesini yada öngörüsünü yazsın lütfen.
Bence bu durum ses hızının üstünde giden bir pilotun duyma işlevine çok benzer. Pilotlar ses hızının üstüne çıkınca ses duyma kabiletlerinde bir değişim olmaz. Lakin dışarıda ki sesler de onlara yetişemediği için duyulmaz olur.
Kısaca geminin içinde normal gözlemlerimize devam edebiliriz ama dışarıdan da bir şey göremeyiz. Çünkü görme işlevinin gerçekleşmesi için ışığın bize yetişip gözümüze girmesi gerekir.
Konudan bağımsız ama eskiden araba yarışları filminde nitro (nos) tuşuna bastıkları zaman değişik bir animasyon/efekt eklenirdi. Bir an soruyu okurken öyle bir senaryo geldi gözümün önüne.
Aslinda bu durumda sesin kaynagi bir yerden gelir. Ancak isik zaten ortam icerisinde vardir ve benim gorusum insan gozu gormeye devam eder ama bu hizi algiyacak duzeyde bir yapimiz olmadigi icin yani insan donanimi teknik olarak hizli hareket eden olaylari algilamada yetersiz oldugu icin kesik kesik gorebiliriz yine ancak bu normal algilanacaktir.
Işık bilinen evrendeki mümkün olan en yüksek hız, ışık kütlesiz dolayısıyla bir madde ışık hızında veya daha üstünde gidebilmesi için kütlesiz olması gerekiyor. Işık hızını aşmak mümkün değil ama aştığımızı düşünelim muhtemlen evreni çok farklı bir şekilde algılardık.
Şöyle bir düşünelim, bir yıldızdan her saniyede etrafa yayılan ışık olduğunu varsayalım ve bu ışık yıllarca bir yolu kat ediyor. Bu ışığın bir devamlılığı var. Yani ışık hızında giden bir görüntü anlık değildir devamlılığı olan bir olaydır. Bu durumda sizinde ışık hızında bu çizme doğru gittiğinizi varsayalım. İki tarafında yıllarca yol aldıktan sonra bir noktada birbiriyle karşılaştığını düşündüğünüzde ne görmeyi bekleriz?
Ben bu noktada insanın görmeye devam edeceğini, varsayılanın aslına karanlık değil yıldızdan gelen her saniyede binlerce fotonun çıktığı anın görüntüsünü göreceğini düşünüyorum. Buda görmeye yıldızın geçmişinden başlayacağımızı ve yıldıza doğru ilerledikçe de yıldızın güncel halinden gelen görüntüyü görmeye yaklaşacağımızı gösterecektir.
Yani yıldızdan gelen görüntüye ulaştığımız nokta aslında geçmiş, yıldıza doğru ilerledikçede o anki konumumuzdaki zamana yakın güncel görüntülere ulaşırız ve nihayetinde de zaman/mekan eşitlenir. Bu durumda biz yıldıza ulaşmış, yıldızdan gelen anlık görüntüleri görüyor oluruz.
Bu durumda geleceği görme ihtimalimiz yoktur, bilim kurguda yer alan geleceği gitme yada gelecekten bişeyler görme teorisini çürütmüş oluyoruz.
Diğer nokta, ışık elektromanyetik dalgalar şeklinde anlık olarak hareket ettiği için, siz ne kadar hızlı giderseniz gidin yinede görmeye devam edersiniz, çünkü bu devamlı gerçekleşen bir olay ve ışıktan hızlı gittiğinizde ışığı arkada bırakmış olmazsınız. Aksine ışığın içerisine girerek daha güncel veriler almış olursunuz.
Örnekteki yıldıza doğru ilerlediğinizde ondan ilk gelen ışık fotonlarıyla karşılaştığınızda onun geçmişini gördüğümüzü söylemiştik. Bu durumda gerçekleşen olayda bizim ışığımızda gittiğimiz yönün aksine yada geride bıraktığımız alanda kalacaktır. Bu durumda ışığımızın ulaştığı diğer noktalarda bizim geçmişimizi görecektir. Biz ışık yaymayı kesmediğimiz sürece bizden alınan veriler bizim geçmişimiz olacaktır ve ışık vermeyi kestiğimizde de zaman mekanı eşitler varlığımızı sonlandırırız, ışık fotonlarımızın gücü bitene kadar evrende var olmaya devam ederiz. Bir noktadan sonra evren de varlığımız yani fotonlarımızın da olmadığı bir noktada maddesel halimiz varlığını tamamen yitirecek, anlamsızlaşacaktır. O zaman olumsuzluk yada sonsuza kadar evrende kalma düşüncemize de uzay zamanda bir nokta verebilmiş oluyoruz.
Bu teoride insan gözünün anlık ışık hızını algılayabildiğini varsayıyoruz. Yada bu gücde bir makinenin bunu bizim yerimize yaptığını varsayabiliriz. sonrada bu görüntüleri insan gözünün algılayabileceği düzeyde inceleyebiliriz. Tabi bu noktada zaman ilerleyeceği için inceleyeceğimiz görüntüler de eskimeye başlayacaktır. O yüzden teoriyi anlayabilmek için insanın ışık hızında giderken görüntüleri ışık hızında işleyebilen bir yapısı olduğunu varsaymalıyız.
Teorilerimde eksik noktalar olabilir, anlık düşünerek bunları yazmaya çalıştım. Siz bu yazımı okuduğunuzda maalesef ışık hızında okuyamadığınız için aslında benim geçmiş düşüncelerimi okuyor olursunuz. Bu durumda yeni ve güncel düşüncelerimi evrene göndermiş olabilirim. Bunlara ulaşmanın en mantıklı ve hızlı yolu da beni takip etmeniz ( @selcukkilic ) olacaktır