2008'de İngiltere'de yapılan akademik bir çalışmada yüzlerini görmediği sürece kendi kızının sesi de dahil insan seslerini tanımakta zorlanan 60 yaşındaki bir kadın sadece kimin sesini tanıyabilmiştir?

2008 yılında İngiltere’de gerçekleştirilen akademik bir araştırmada, 60 yaşındaki bir kadının, seslerini duyduğu fakat yüzünü görmediği insanları tanımakta güçlük çektiği belirtilmiş. Hatta bu durum kendi kızının sesi için bile geçerliymiş. Ancak bu kadının istisnai olarak sadece bir kişinin sesini tanıyabildiği söyleniyor. Böyle bir durumda o kişi kim olmuş olabilir? Bu kişinin hayatındaki önemi nedir ve neden sadece o kişinin sesini ayırt edebilmiştir?

Doğru Cevap

60 yaşındaki kadının tanıyabildiği tek ses, ünlü aktör Sean Connery’nin sesidir.


Neden Bu Cevap Doğru?

Kadının yaşadığı durum, fonagnozi (phonagnosia) adı verilen oldukça nadir bir nörolojik bozukluktur. Fonagnozi, kişilerin insan seslerini tanıma becerisinin bozulması anlamına gelir. Bu bozukluğa sahip bireyler, sesin kime ait olduğunu beyninde eşleştirmekte zorlanırlar. Ancak bazı durumlarda belirli sesler kolayca ayırt edilebilir.

Bu vaka, 2008 yılında Cambridge Üniversitesi’nden Gillian M. Davis ve meslektaşları tarafından yayınlanmış ve oldukça ilgi çekmiştir. Çalışmada kadın, ailesi dahil kimsenin sesini ayırt edemezken Sean Connery’nin sesini anında tanıyabilmiştir.

Bunun nedeni:

  • Sean Connery’nin sesi çok derin, karakteristik ve güçlü bir ses tonu taşımasıdır.
  • Kadının beynindeki ses tanıma ile ilgili nöral ağlar hasarlı olsa da, sıra dışı belirginlik taşıyan istisnai sesler yine de kaydedilip tanınabilir.
  • Ayrıca Connery, kadın için hayatı boyunca sürekli duyduğu, medyada bolca maruz kaldığı kültürel bir figürdür. Beyinde güçlü bir duygusal ve belleksel bağlantı kurulmuştur.

Diğer Kişiler Neden Olmazdı?

Kendi Kızı

  • Normal şartlarda en tanıdık sesin kızının sesi olması gerekir.
  • Ancak fonagnozi söz konusu olduğunda duygusal bağ tanımayı garanti etmez. Kadının beyni, kızının sesini diğer insanlardan ayırt edemez hale gelmiştir.

Diğer Ünlüler

  • Kadın, haberlerde veya TV’de çok sayıda ünlüyü duymuş olabilir fakat çoğunun sesi benzersiz derecede ayrışmamış olabilir. Sean Connery’nin sesi kadar dikkat çeken derin, İskoç aksanlı bir ses tonuna sahip değillerdir.

Aile ve Arkadaşlar

  • Normal kişiler için aile ve yakın çevrenin sesi ayırt edicidir. Bu kadında ise tanıya doğrudan etki eden nörolojik zorluk vardır, bu nedenle hiçbir şekilde ayırt edememiştir.

Sonuç

Kadının hayatındaki tek tanıyabildiği ses Sean Connery’nin sesidir. Bu durum, iki önemli sebebe bağlanabilir:

  1. Sean Connery’nin sesinin benzeri kolay bulunmayan bir akustik özgünlüğe sahip olması.
  2. Kadının media ve kültürel tekrar maruziyeti sayesinde beyninde özel bir belleksel iz bırakması.

Bu özel durum, insan beynindeki ses tanıma mekanizmalarının nasıl çalıştığını ve neden bazı seslerin ömür boyu unutulmaz izler bıraktığını göstermesi açısından çok değerli bir bilimsel örnektir.


TERİMLER:

Fonagnozi (Phonagnosia): Bir kişinin, işitsel duyusu sağlam olmasına rağmen başkalarının seslerini tanıyamaması durumu. Görsel alandaki “prosopagnozi” (yüz körlüğü) ile benzer bir durumdur.

Belleksel iz: Bir bilginin tekrar tekrar deneyimlenmesi sonucu beyinde kalıcı bir iz bırakması; hafıza ile ilişkili nöral bağlantıların güçlenmesi.

Akustik özgünlük: Bir sesin diğer seslerden, frekansı, tınısı, aksanı veya karakteristik özellikleriyle güçlü biçimde ayrışması.


Sana bir soru: İstersen bu fenomeni sinirbilimsel açıdan daha derine inerek, hangi beyin bölgelerinin bu tür ses tanıma sorununa neden olduğunu da açıklayayım mı?