Murabba Şiiri ve Söz Sanatları
Murabba, divan edebiyatında kullanılan belli bir kalıba sahip olan bir şiir türüdür. İkişer misra arasında sesteşlik bulunan dört beyitlik manzumeler şeklinde yazılır. Bu tür manzumeler genellikle bir öğüt, bir sitem, bir özlem veya bir medhiye içerir. Verilen metin de bu tarz bir manzumedir ve birçok söz sanatının izlerini taşır.
Söz Sanatları ve Murabba Şiiri
Murabba’da çeşitli söz sanatlarına rastlanabilir. Aşağıdaki örneklerde bu sanatların uygulamalarına işaret edilecektir:
-
Teşbih (benzetme): “Mahveder kendini bülbül bile hürriyet için”. Bu cümlede, insanın özgürlük uğruna bülbül gibi kendini feda edebileceği belirtiliyor. İnsan ile bülbül arasında yapılan bu benzetme, teşbihin bir örneğidir.
-
Kişileştirme (teşhis): “İnledikçe eleminden vatanın her nefesi”. Bu cümlede vatan, insanmış gibi acı çekiyor ve inliyormuş gibi tasvir edilmiştir. Bu anlatım tarzı, teşhisi ifade eder.
-
Mübalağa (abartma): “Azme hâil mi olurmuş bu çürük ten kafesi”. Bu cümlede, vücut (“ten kafesi”) azmin önünde bir engel olarak nitelendiriliyor ve bu durum abartılı bir dille ifade ediliyor. Dolayısıyla bu ifade, mübalağa örneği oluşturur.
-
Nida (seslenme): “Gelin imdada diyor”. Bu cümlede, okuyucuya, dinleyiciye veya belirli bir kişiye doğrudan seslenildiği görülür ve bu anlatım tarzı nida olarak adlandırılır.
TERİMLER:
Teşbih: Bir şeyi, bir başka şeye benzetme amacıyla kullanılan bir söz sanatıdır.
Teşhis: Canlı olmayan bir varlığa, insan gibi hareket etme yetisi atfedilerek yapılan bir anlatım biçimidir.
Mübalağa: Bir durumu olduğundan farklı veya daha abartılı bir şekilde ifade etme sanatıdır.
Nida: Kişiye doğrudan hitap ederek onun dikkatini çekme söz sanatıdır.