İlk Türk devletlerinde, devletin iki bölüm halinde yönetilmesine ne denir?

İlk Türk devletlerinde devlet yönetiminin genellikle iki ayrı bölüm halinde yapıldığı görülüyor. Bu iki bölümlü yönetimin anlamı ve işleyişi hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacım var. Bu yönetim biçimi neden tercih edilmiş olabilir? Bu iki ayrı bölüm arasındaki görev ve yetki dağılımı nasıldı? Bu yönetim biçiminin ilk Türk devletlerindeki sosyal ve siyasi hayata etkileri neler olmuştur?

1 Beğeni

Üniter devlet yapısı, bir devletin yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin tek bir merkezde toplandığı bir yönetim şeklidir. Üniter devlet, modern dünyada en yaygın siyasi yönetim şekli olup Türkiye Cumhuriyeti de üniter bir devlettir.

İkili devlet teşkilatı (İkili Sistem) ise üniter olmayan bir devlet teşkilatı sistemidir. Bu sistem, tarihteki Türk devletleri tarafından uygulanmış bir yönetim biçimidir. Eski Türk devletlerinde Türklerin geniş bir alana yayılması nedeniyle tek bir hükümdarın yönetmesi zor olduğu için ikili devlet teşkilatı sistemi (İkili Sistem) tercih edilmiştir.

Bu sistemde, ülkenin doğusunu asıl hükümdar olan Kağan yönetirken, batısını ise genellikle Kağan’ın kardeşi veya oğlu olan bir Yabgu yönetirdi (Kim olduğu fark etmez, batıyı yöneten kişiye yabgu adı verilir). Kağan hem iç hem de dış işlerinden sorumlu iken, Yabgu sadece yönettiği bölgenin iç işlerinden sorumluydu. Her iki bölge de merkeze bağlıydı ve Kağan’ın yönetimi altında tutulurdu.

İkili devlet teşkilatı sistemi, Türklerin İslamiyet ile tanışmasından önce kurulan devletlerin hemen hemen hepsi tarafından uygulanmıştır. Bu devletler arasında Asya Hun Devleti, I. Göktürk Devleti, II. Göktürk Devleti, Avrupa Hun Devleti, Büyük Bulgar Devleti, Macarlar, Oğuzlar, Karluklar ve Uygurlar bulunmaktadır. Son olarak Karahanlılar da ikili devlet teşkilatı sistemini uygulamıştır.

İkili devlet teşkilatı sisteminin olumlu yönleri arasında, geniş alanlara yayılan devletler için yönetimin kolaylaşması ve hanedan üyelerinin ülke yönetimi konusunda tecrübe kazanmaları sayılabilir. Ancak bu sistemde, Kut inancı sebebiyle ülkenin ikiye bölünmesi ve taht kavgaları gibi olumsuz yönler de bulunmaktadır.

Sonuç olarak, ikili devlet teşkilatı sistemi, tarihteki Türk devletleri tarafından uygulanmış bir yönetim biçimidir. Bu sistem, geniş alanlara yayılan devletler için yönetimi kolaylaştırmış olsa da bazı olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Üniter devlet yapısı ise modern dünyanın en yaygın siyasi yönetim şeklidir ve Türkiye Cumhuriyeti de üniter bir devlettir.

İki devlet sistemi veya ikili devlet teşkilatı, bir ülkenin doğu ve batı veya sağ ve sol olarak ikiye ayrılıp yönetilmesidir. Bu yönetim biçimi, eski Türk devletlerinde uygulanmıştır ve ilk olarak Asya Hun Devleti’nde Mete Han döneminde görülmüştür. Karahanlılar da bu sistemi uygulayan son Türk devletidir. Doğu bölgesinin yönetiminden kağan sorumluyken, batı bölgesinin yöneticilerine yabgu unvanı verilirdi. Yabgu genellikle kağanın kardeşi veya oğlu olurdu ve batı bölgesinin iç işlerinden sorumluydu. Dış işlerde ise kağana bağlıydı.

İslamiyet öncesi Türkler, ülkeyi yöneten hükümdara Gök Tanrı tarafından verildiğine inanılan kut inancını benimserlerdi. Bu inanca göre, yönetme görevi kan bağıyla nesilden nesile aktarılırdı. Kut inancı nedeniyle ülkenin ikiye bölünmesi kolaylaşırdı. Kağanın çadırının girişi ve tahtı Gök Tanrı’nın sembolü olan Güneş’e baktığı için doğu bölgesini yönetirdi. Geniş topraklara sahip olan bir ülkenin yönetimi daha kolay olabilirdi, ancak çifte hükümdarlık anlaşmazlıklara ve iç karışıklıklara yol açabilirdi. Bu durum da devletin yıkılmasını veya bölünmesini kolaylaştırabilirdi.

İkili devlet sistemi veya ikili devlet teşkilatının avantajları ve dezavantajları olduğunu söylemek mümkündür. Bu sistem, bir ülkenin farklı bölgelerindeki yöneticilere daha fazla otonomi sağlar ve yerel yönetimleri güçlendirir. Ayrıca, her bölgenin kendi özgün kültürel ve sosyal yapısına uygun politikalar ve kurallar belirlemesine olanak tanır. Bunun yanında, yönetimde bulunan farklı gruplar arasında anlaşmazlıklar ve rekabetler ortaya çıkabilir. İkili devlet sistemi, bir ülkenin bütünlüğünü tehlikeye atabilir ve iç karışıklıklara yol açabilir.

Yönetimdeki çifte hükümdarlık, bir ülkenin istikrarını ve birliğini zayıflatabilir. Her bölgenin kendi çıkarlarını ve politikalarını takip etme eğilimi, ülke genelinde uyumu ve koordinasyonu zorlaştırabilir. Ayrıca, iki farklı yönetim arasında anlaşmazlıklar ve çatışmalar çıkabilir. Bu tür anlaşmazlıklar, iç savaşlara ve toplumsal huzursuzluğa yol açabilir.

İkili devlet sistemi ayrıca dış ilişkilerde de zorluklar yaratabilir. Farklı bölgesel yöneticilerin farklı politikalar izlemesi, ülkenin dış politikada tutarlı bir tutum benimsemesini zorlaştırabilir. Ayrıca, diğer ülkelerle olan ilişkilerde kargaşaya ve belirsizliğe yol açabilir.

Bu nedenlerden dolayı, ikili devlet sistemi iyi bir yönetim biçimi olarak kabul edilmemektedir. Günümüzde çoğu ülke, merkezi hükümetin tek bir lider veya meclis tarafından yönetildiği bir sistem benimsemektedir. Bu sistem, karar alma süreçlerini hızlandırabilir, daha etkili bir yönetim sağlayabilir ve ülkenin birliğini koruyabilir.

Sonuç olarak, ikili devlet sistemi veya ikili devlet teşkilatı, bir ülkenin doğu-batı veya sağ-sol olarak ikiye ayrılıp yönetilmesini ifade eder. Bu sistem, eski Türk devletlerinde uygulanmış ve Türk tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak, günümüzde genellikle tercih edilmeyen bir yönetim biçimi olarak kabul edilmektedir. Merkezi hükümetin tek lider veya meclis tarafından yönetildiği sistemler, daha etkili ve sürdürülebilir bir yönetim sağlamaktadır.

İkili devlet teşkilatı, eski Türk devletlerinde kullanılan bir yönetim şeklidir. Çünkü o devletlerin toprakları çok genişti ve bir kişinin tek başına yönetmesi zordu. Bu yüzden doğu ve batı olmak üzere iki bölgeye ayrılan devlet sistemleri kullanırlardı. Doğuyu Kağan, Batıyı ise Yabgu adında biri yönetirdi. Kağan hem iç hem de dış işle çıkarken, Yabgu sadece iç işlerle ilgilenirdi. Ama bu sistemde bazen sorunlar da yaşanabilirdi. Sonuç olarak ikili devlet teşkilatı, eski Türk devletlerinde kullanılan bir yönetim şeklidir.

1 Beğeni

İlk Türk devletlerinde, devletin iki bölüm halinde yönetilmesine “iki başlı devlet yapısı” denir. Bu yönetim biçimi, Türk devletlerinde yaygın olarak görülen bir yönetim biçimidir. İki başlı devlet yapısı, devletin siyasi ve askeri güçlerini iki ayrı liderin kontrol ettiği bir yönetim sistemidir.

Bu yönetim biçimi tercih edilmiş olabilir çeşitli faktörlere dayanmaktadır. Bunlar arasında, hem siyasi hem de askeri liderliğin ayrı kişilere verilerek güç dengesinin korunması, siyasi ve askeri liderlerin birbirini dengeleyerek devletin daha etkili bir şekilde yönetilmesi, karar alma süreçlerinde danışmanlık ve denge sağlanması gibi nedenler bulunmaktadır. Ayrıca, bu yapıdaki liderlerin farklı yetenek ve uzmanlıklara sahip olması da yönetimde çeşitlilik ve denge sağlamaktadır.

İki başlı devlet yapısında görev ve yetki dağılımı genellikle şu şekildeydi:

  1. Hakan/Hakanlık: Hakan, devletin siyasi lideri ve sembolik başkanıydı. O, devletin en yüksek otoritesine sahipti ve devletin iç ve dış işlerinin yönetiminden sorumluydu. Hakan, hükümdarlık görevleriyle birlikte dini liderlik görevlerini de üstlenirdi.

  2. Karluk/Yabgu: Karluk veya Yabgu, devletin askeri lideri olarak kabul edilirdi. O, ordunun komutanıydı ve savaş görevlerinden sorumluydu. Aynı zamanda, devletin güvenliğini sağlamak, savaş stratejileri geliştirmek ve düşmanlarla müzakereler yapmak gibi askeri konularla ilgilenirdi.

Bu iki lider arasında güç dengesini korumak için bir dizi denge mekanizması vardı. Örneğin, Hakan ve Karluk/Yabgu arasındaki ilişki ve işbirliği, danışmanlık mekanizmaları, ortak karar alma süreçleri ve liderlerin birbirini dengelemesi gibi faktörler etkili olmuştur. Ayrıca, bazı konuların sadece Hakan tarafından, bazılarının ise Karluk/Yabgu tarafından karara bağlandığı bilinmektedir.

İki başlı devlet yapısının sosyal ve siyasi hayata etkileri oldukça önemlidir. Bu yapı, siyasi gücün merkeziyetçi bir şekilde tek bir liderde toplanmasına karşın, denge ve çeşitlilik sağlayarak daha etkili bir yönetim sağlamıştır. İki lider arasındaki dengenin korunması, despotik yönetimin önüne geçmiş ve karar alma süreçlerinin daha demokratik bir şekilde gerçekleşmesini sağlamıştır. Ayrıca, Hakan ve Karluk/Yabgu arasındaki işbirliği ve denge, devletin iç ve dış güvenliğinin sağlanmasına yardımcı olmuştur.

TERİMLER:

  • Hakan: İlk Türk devletlerinde siyasi lider ve sembolik başkan.
  • Karluk/Yabgu: İlk Türk devletlerinde askeri lider ve ordunun komutanı.